bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      oz dizisinde size olayların farklı yönlerini anlatan, pis diliyle yüksek felsefe yapan karakterdir. polis vurduğu için müebbet yemiştir.
    2. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ''oz geri kalmıştır. oz hak edilen cezadır. birisini cezalandırmak mı istiyorsun? onu ailesinden, kendisinden ayır. kendi türündekilerle bir yere kapat. oz zor kere zor zamandır.'' ''seks ve ölüm. hem farklılar hem de aynılar. son ana ulaşmak için, orgazma, vücudunuzun kontrolünü bırakmalısınız, ruhunuzun da. ya aşk? eh, seks tatlı ve ölüm acıysa, aşk ikisinin karışımıdır. aşk daima ve sonsuza dek kalbinizi kırar.'' ''paylaşmadığınız bazı acılar vardır. tıpkı parmak iziniz gibi, tamamen size ait, tek başınıza.'' ''bir sineğe vurursunuz, karıncanın üstüne basarsınız, hamamböceğini ezersiniz ve bunu çok düşünmezsiniz. aslında bir böceği öldürmek size bir zafer hissi yaşatır. lanet karınca pikniğinizi mahvediyordur. hamamböceği mutfak dolabınıza tırmanıyordur. bu sefil, küçük yaşamlara bir son verirsiniz ve dünyayı herkes için iyi bir yer haline getirirsiniz. her birini öldürdüğünüzde gittikçe daha belirgin, daha büyük, daha çirkin, daha kötü olursunuz.'' oz dizisinin anlatıcısı ve şahane tespitlere sahip siyahi karakter.
      1başlığı bunları paylaş diye açmıştım abi ahaha tam hedeften vurdum :d - aris 29.06.2016 04:40:41 |#2695786
      0hahahah :))) - osmannuri 29.06.2016 04:45:22 |#3287480
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ''kimi mahkûmlar yüzleşebileceğimiz en kötü şeyin şiddet olduğunu söylerler. bence büyük bir esnemedir.sıkıcı tek düze günleri nasıl geçirebilirsiniz? hayatımıza anlam ve düzen katması gereken bu rutinlerimiz vardır. ama arkamdan şişlenmek rutinden daha az korkutucudur çünkü rutin, rutin sizi öldürür.'' ''bir erkeğin elinden pek çok şeyi alabilirsin.sigara, özgürlüğünü, bacaklarını, ama duygularını alamazsın. duyguları olmaz.'' ''bir yerlerde ölüm hücresinde bir kardeşimiz vardı. girdiğinde 16'ydı. orada bir 16 sene daha oturdu. mahkemeler ve avukatlar şundan bundan konuşurlarken duvara bir resim yaptı. neyin peşinde olduğunu bir kişiye bile sezdirmeden. sonunda 32 yaşına geldiğinde hücrede geçirdiği süre tüm temyiz çabalarının tükendiği annesinin evinde geçirdiğinden fazlaydı. ölmek üzereydi. son an için çıkartılmak üzereyken, başyapıtının örtüsünü açtı. hepsi dört kelimeden ibaretti. "ölüm kesindir hayat değil." ertesi gün gardiyanlar üstünü boyayla kapattı.''
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "hepimizin problemleri var, çözümsüz problemleri. sonra birisiyle tanışırız, bizden daha büyük problemleri olan birisi veya problemleriyle başa çıkamayan birisi ve bir şekilde zayıflıkları bize güç verir. basit gerçekler 62 numara: birisine yardım edersen kendine yardım edersin."
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --- spoiler --- gözlerinin rengi mi? bacaklarının şekli mi? ince topuklu giymesi mi? ya da şiirde dediği gibi, daha derinde bir şeyler mi var, paylaşılan bir kayıp. kederimizin derinliğini bilen birisini bulmaya duyulan özlem. kimileri ömürleri boyunca bu kişiyi ararlar. kimisi bulur, kimisi bulamaz. kimisi kendisini aşık olduğuna inandırır ve oz'da çoğunlukla hayal gerçeğinden daha güzeldir. --- spoiler ---
    6. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "bir noktada bir daha bir yere gitmeyeceklerini fark ederler. böyle olduğunu gördüm. gözlerine bir sakinlik çöker. sanki geri kalan hiçbirimizin göremediği bir şeyi fark ederler. birden başka türlü özgür kalırlar, ölmeye hazırlardır ve belki bu bokun gerçekleşmesi için ellerinden geleni yaparlar."
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ''ve tanrı "işık olsun." dedi ve ışık oldu. eh, tanrı için bunu söylemek kolay. ne de olsa tanrı! ama biz geri kalanlar için ışığı bulmak zaman alıyor, ömür boyu.'' ''tanrı kendisinin mükemmel, bizim eksik olduğumuzu biliyor ve mükemmel olamayız ama olmamızı istiyor ve olamazsak bizi cezalandırıyor, ne dediğimi anlıyor musunuz? tanrı en büyük hayduttur. büyük patron, anlıyor musunuz? bizi emriyle yaşatıyor, yapmazsak ölümü sunuyor. bizimle yüz yüze konuşması gerekmiyor. neyi neden yaptığını açıklamaya da gerek duymuyor. dediğimi anlıyor musunuz? zenciler cennette bir yerde oturuyorlar, kapuçino içip dinleniyorlar. tüm dünya ellerinde mi? tüm dünyayı taşaklarından yakalamış! "yüce yaratan" ve tüm bu boklar.'' ''kimisi ölümün beş aşaması olduğunu söylüyor: i̇nkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve en sonunda kabullenme. o an kendine şunu söylersin: "öleceğim ve bu konuda yapabileceğim bir bok yok." evet, oz'da hepimiz bunu biliriz. hepimiz kabullenmeyi biliriz.'' ''merhamet acıma için fazla süslü bir kelime. vali gördüğünüz gibi ölüm cezasını hafifletebiliyor. telefonu açıp durun deme gücüne sahip ama bence vali'nin merhamet gösterdiği tek an telefon açmamasıdır. zira hapishanede şartlı tahliye ümidi olmadan bir ömür geçirmek ölümden beterdir. ölüm şartlı tahliyedir. ölüm gerçek bağışlamadır.'' ''kötü adamların da etkileri olmuştur ama gerçekten çok kötü olman gerekir, korkunç ivan, karın deşen jack, adolf hitler.evet, ihtiyar adolf tam bir şeytandı ama kabul etmek lazım, son 1000 yılda bütünlüğünü koruyabilmiş tek varlık da şeytandı.'' ''kimileri der ki, i̇ncil şimdiye kadar anlatılmış en muhteşem hikâyedir. hayır. en iyi hikâye, oğlan kızla tanışır, oğlan kızı kaybeder, oğlan kızı alır. evet. oğlan kızla tanışır. sikinizin kanla dolduğu o ilk an. oğlan kızla tanışır, oğlan kızı kaybeder. oğlan kızı alır. bu en güzel kısmı, değil mi? önceden olan bütün sorunlara rağmen, iki sevgili sonunda birbirlerinin gözlerinin içine bakar ve bam! hikâye biter. peki sonra oğlan kızın sinirini bozduğu zaman ne olur? oğlan kıza kaba şeyler söyler, kız oğlana laf eder. oğlan kızı çıldırtır veya tam tersi olur. gözlerinin rengi mi? bacaklarının şekli mi? i̇nce topuklu giymesi mi? ya da şiirde dediği gibi, daha derinde bir şeyler mi var, paylaşılan bir kayıp. kederimizin derinliğini bilen birisini bulmaya duyulan özlem. kimileri ömürleri boyunca bu kişiyi ararlar. kimisi bulur, kimisi bulamaz. kimisi kendisini âşık olduğuna inandırır ve oz'da çoğunlukla hayal gerçeğinden daha güzeldir.'' "yatağını yaptıysan, yat uyu." bu saçmalık ne anlama geliyor, birisi söyleyebilir mi? tekrar yatıp bozmak için çarşafını düzeltmek, yastığını kabartmak, yatağını yapmak zahmetine girmezsin. aslında cümle şöyle olmalı, yatağında yattın, şimdi düzelt. ana fikir şu: hareketlerinin sorumluluğunu almalısın. sorumluluğunu.''
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ''şimdi, bildiğiniz gibi, aşk, aşk en büyük kısmi doğrudur.'' ''en kötü bıçak yarası kalpte olandır. çoğu insan bunu atlatır ama kalp asla eskisi gibi olmaz. daima bir yara vardır, bir süre için bile olsa, birisinin kalbinizin daha hızlı atmasını sağladığını size anımsatır ve bu yara izini ömrünüzün sonuna kadar gururla taşırsınız.'' ''bazı itiraflar vardır ki kendine bile söyleyemezsin. arzular, tutkular... eğer varlığını kabul edersen, olduğun kişi olmaktan çıkarsın ve dikkatlice kurmuş olduğunuz cephe çöker, etrafınızdakilere maruz kalırsınız. sizi gerçekten acıtır.'' ''eninde sonunda ölüm ilanında ne yazdığı çok mühim değil, nasıl olsa okuyacak halin yok. gazete kâğıdı solar, kâğıt hamur haline gelir. arkanızda bırakacağınız iz daha derin olmalıdır. geride bırakacağınız iz başka bir insanın ruhuna işlemelidir.'' ''aşık olan insanlar kimi zaman derler ki, "tepe taklak oldum." ama bu tabirin gerçek anlamını bilselerdi yine de kullanırlar mıydı bilmiyorum. eski kötü günlerde, suçlulara bir ikaz için yargıcın emriyle bileklerinden asılır ve tepetaklak edilirlermiş. bu terim acizlikten gelmektedir, şaşkınlıktan. aslında düşünürseniz, aşık olmak da böyledir.'' "intikam benimdir." demiş tanrı, doğru. i̇ncil'e göre, intikam her şeye kadir tanrı'ya aittir ama tanrı intikamı kabul ediyorsa ve tanrı sadece iyi olanı yapıyorsa, bu intikam iyidir demek değil mi? ve bizler tanrı'nın suretinden yaratıldıysak, intikam nefretten değil, kutsallıktan kaynaklanıyor demek değil mi? kutsanmamış mı?'' ''eski yunan uygarlığında orpheus isminde bir adam yaşarmış. karısını severmiş. uzo'yu fazla içmezmiş. gitar benzeri bir alet çalarmış. namuslu birisiymiş. peki tanrılar ne yapmışlar? onunla oynamışlar, hayatını cehenneme çevirmişler. niye? çünkü elinde güç olanların, biz elinde güç olmayanlara yaptıkları budur. orpheus'un karısı dolaşırken, bir yılan onu sokmuş ve öldürmüş. orpheus çılgına dönmüş ve karısını geri istemek için ölüler diyarına dalmış. sonra bir tanrıça demiş ki "tamam, ama bir şartla.eğer dünyaya çıkana kadar ona bir kez bile bakarsan, kaybolacaktır." on adım atmış atmamış, orospu çocuğu arkasına dönmüş ve karısı geri cehenneme gitmiş. orpheus'un bunu bilmesi gerekirdi. tanrılara dalaşamazsın. böylece orpheus dünyaya döndü. yalnız ve üzgündü, peki ne oldu? hemşerileri onu teselli mi ettiler? siktirsinler. başarısızlığından dolayı onu suçladılar ve onu parçaladılar, gerçekten. organlarını nehre attılar. hepsi ailesini yüzüstü bırakması yüzündendi çünkü sevdiğine son bir kez bakmıştı. tanrıların vücudunda duygusal bir tek nokta bile yok. mitlerin bize bir şeyler öğretmesi gerekir ama orpheus'un acı hayat hikâyesindeki ders nedir? i̇yi davranışlar cezasız kalmaz mı? siktir edin. i̇yi iş diye bir şey yoktur. aşk her şeyin üstesinden gelir mi? hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır da.''